top of page
Sizin için Seçtiklerim:
  • Facebook
  • Instagram

OBEZİTE PARADOKSU

  • arzununrenklidunyasi
  • 16 Oca 2018
  • 2 dakikada okunur

Merhaba Sevgili takipçilerim!!! Öncelikle hepinize sağlık ve huzur dolu günler diliyorum. Bugün sizle sempatik Fitness Eğitmenimiz Şehmus Demir'in obezite hakkında hazırladığı yazıyı paylaşacağız. Günümüzde, özellikle yazılı ve görsel yayın organları vasıtasıyla, obezitenin toplum ve bireyler üzerindeki etkisine tanık oluyoruz. bilim insanlarının da üzerine dikkatini çektiği üzere obezite çağımız insanın önündeki en önemli sağlık sorunlarında biri. Biz de size bu yazımızda obezite hakkında bir Fitness eğitmeni gözünden değerlendirmeri sizlerle paylaşacağız. Haydi hep beraber okuyalım:

Kaba bir hesapla sektörde 18 seneyi geride bırakmışım. Bu 18 seneye 25 ulusal ve uluslararası belge ve eğitim sığdırmışım. Bu sektörün dinamiklerine göre dolu dolu geçen 18 senede öğrendiğim tek şey Sokrates’in meşhur sözü oldu ‘’Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir’’. Son yapılan çalışmalardan biri mesleğin en temel inanışlarından birini al aşağı etmek üzere ‘’obezite ölümcüldür’’.

Elbette ki ne bu çalışma ne de bu çalışmayı savunanlar obezite hakkında ‘’müthiş bir şeydir’’ demiyorlar. Savundukları şey obeziteden daha tehlikeli bir şeyin olduğu ‘’HAREKETSİZLİK’’. Modern yaşamla beraber hareket etmeyi unuttuk. Yürümüyoruz, merdiven çıkmıyoruz, kaslarımızı neredeyse hiç çalıştırmıyoruz ve fazla kilomuz yoksa sağlıklı olduğumuzu düşünüyoruz. Fakat ‘’bir saat aralıksız oturmak insan ömründen 16 dakika götürüyor’’ der Mark Cheng.

Bel ağrılarının mevcut temel problemlerinden en önemlilerinden biri uzun süre oturmaktır. Oturduğumuzda omurgamıza binen yük ayakta ve uzanırken olandan çok daha fazlayken omurgada 20 derecelik bir bükülmeyle oturmak bu yükü 300 kat arttırmaktadır.


Şimdi bütün gün ofiste oturuş şeklinizi gözünüzün önüne getirin ve omurganıza her gün neler yapıyorsunuz bir hayal edin. Evet hareketsizlik bizi öldürüyor ve biz hala sağlıklı olmayı kiloya endeksliyoruz. Ama gelin bir bakalım son çalışmalar bize ne mesaj veriyor.

Şişmanlığın kardiyovasküler yönden koruyucu özelliği olması, Akut koroner sendromlu hastalarda, beden kütle indeksi (BKİ) ve ölüm arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla SCAAR çalışmasının veritabanı kullanıldı.

Anjiyografisi yapılan yaklaşık 64.000 hastayı içeren analizde hastalar BKİ’ye göre 9 gruba ayrıldı. Üç yıla kadar olan takip süresi sonunda, BKİ <18.5 kg/m2 olan grup ölüm açısından en yüksek riske sahipken, hafif kilolu grup (BKİ 26.5- 28 kg/m2) en düşük riske sahipti). Gerek perkütan girişim, gerekse cerrahi tedavide benzer şekilde artan BKİ’ye paralel olarak ölümlerde azalma gözlendi.

Beden kitle indeksi 30’lu rakamları geçmesine rağmen aktif ve hareketli yaşayanlar, zayıf ama hareketsizlere kıyasla kronik hastalıklara daha az yakalanıyorlar.

Yakalansalar bile bu hastalıklar onlarda daha hafif seyrediyor!

Avusturalya’da Sydney Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada da anlaşıldı ki “düzenli egzersiz yapmak özellikle her gün düzenli olarak yürümek- ciddi metabolik avantajlar getiriyor, mesela karaciğerdeki yağ oranını azaltıp vücut direncini yükseltiyor.”

Sonuç olarak bizler için olabilecek hem yaşamsal risk açısından hem de hayat kalitesinin yüksekliği açısından en önemli sorun kaç kilo olduğumuz değildir egzersiz yapıp yapmadığımızdır.



Sevgili takipçilerim, umuyorum ki bu yazıda obezitee hareketsizliğin önemine dahil bilgiler edinmişsinizdir.Buna ek olarak, hareketsizilğin obezite kadar sağlımızı tehdit ettiğini gördük. Hepimiz umuyorum daha sağlıklı bir yaşam sürebiliriz. Sevgiyle Kalın...


 
 
 

Comments


bottom of page