4 Ekim Medeni Kanunun Yürürlülüğe Girmesi Üzerine
- arzununrenklidunyasi
- 4 Eki 2017
- 2 dakikada okunur
Bugün, Türk kadını ve toplumu için çok önemli bir noktanın yıldönümündeyiz.İçinde bulunduğumuz 4 Ekim gününün önemi Medeni Kanun un yürülülüğe girmesinden gelmektedir.Kadın ile erkek arasındaki eşitsizliğin giderilmesi, aile içinde adelet kavramının yazıya dönüşmesi noktasında ve medeniyet seviyesinin artarak topluma sirayet etmesi adına çok önemli bir mihenk noktasının temsilidir medeni kanun.Bugünün önemini daha iyi anlatmak ve farkındalık yaratmak adına sizlerle bu alanda çalışmış akademisyenlerimizin yayınladığı yayınlardan faydalanmak istiyorum. Prof.Dr.Kudret Ayiter'in medeni kanunu 40.yılı adına yaptığı dergideki yazısından bir kısmda şöyle diyor:

40 yıl evvel o gün Türkiyede çok az kimse nasıl bir dönüm noktasında olduklarının, yeni bir dünyanın kendilerine açıldığının farkına varmamıştır. Bir kanun sessiz sedasız yürürlüğe girer fakat büyük gürültülerle ortaya atılan birçok yeniliklerden fazla toplum hayatını değiştirir. Bu gün Türk Toplum hayatında bu yenileşmeyi görmemeğe imkân yoktur.
Ve aynı yazının devamında medeni kanuna geçişin ehemmiyeti ve anlamı bu şekilde ifade etmektedir:
1926 senesinde geride bıraktığımız hukukun bize bu kadar eski, bu kadar geri ve ilkel görünüşünün sebebi o hukuku 40 sene evvel terk etmemiz hakikati yanında o hukuktan bu yana çok yol alışımızdandır. 1926 senesinde geride bıraktı ğımız İslâm Hukuku müesseselerinin büyük bir kısmını Batı dünyasının milletleri binlerce sene evvel tarihe gömmüşlerdi. Çok karılılık, mirasta eşitsizlik, faizin yasak oluşu gibi hükümler batı dünyasının bazı milletlerinde o kadar eskiden terk edilmişti ki en eski tarihî vesikalar arasında, çok defa milâttan evvele giden devirlerde bile izlerine rastlamak mümkün değildir.

Bu kanun ile; aile hukukunda, kadın erkek eşitliği sağlandı. Evlenmelerde, her iki tarafında fikri esas alındı. Resmi nikah usulü ve tek eşililik gibi yenilikler getirildi. Boşanma hakkı, kadına da tanındı. Mirasta, kadın erkek eşitliği sağlandı. Bu suretle, Türk ailesinin kuruluş ve işleyişi çağdaş, demokratik kurallara dayandırıldı.
Bu kanun ile getirilen haklardan bazıları şunlardır:
Yeni Medeni Kanun ile "aile reisi kocadır" ibaresi değiştirilerek "evlilik birliğini eşler beraber yönetirler" ibaresi getirilmiştir.
Eski Kanunda evlilik birliğini temsil hakkı bazı haller dışında kocaya ait iken, yeni Medeni Kanunda evlilik birliğinin temsili eşlerin her ikisine verilmiştir.
Evin seçimini kocanın yapacağı hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçecekleri hükmü getirilmiştir.
Yeni Kanun mirasın taksiminde, tereke malları arasında yer alan ve ekonomik bütünlüğü bozulmaması gereken tarımsal taşınmazların hangi mirasçıya özgüleneceği konusunda erkek çocuklara kızlara nazaran öncelik tanıyan eski hükme yer vermemiştir.
Yazımı gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu konu üzerine mecliste dile getirdiği bir alıntıyla bitirmek istiyorum:

“Zamanımızın gereklerinden biri, kadının durumunu bütün alanlarda düzeltmektir. Bunun sonucu olarak kadınlar da, erkekler gibi bilim ve teknik adamı olacaklar ve aynı eğitim düzeyine ulaşacaklardır. Bundan sonra, toplumda aynı safta yürüyen kadınlar ve erkekler birbirlerinin destekçisi olacaklardır.”
Son olarak biz kadınlara bir görev daha düşüyor ki oda budur bence: Biz hayrılı evlatlar yetiştirmeliyiz ki onlar bu toplumda medeniyeti yaysın ve insanlığa ve dünyasına faydalı insanlar olsun. Sevgiyle kalın...
Comentarios