Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Eksal Kargı ile Söyleşimiz

Herkese merhabalar!!! Sizlerle yeniden yeni bir söyleşi ile buluşuyoruz. Bu sefer ki konuğumuz Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Eksal Kargı. Eksal Bey bizlere estetik cerrahide hem beyleri hem de hanımefendileri ilgilendirecek bilgiler bizlerle paylaştı. Saç ekimi özellikle özellikle beylerin çok ilgilendiği konulardan biri. Eksal Bey'de uzmanlık alanı olan bu konuda bize sizleri aydınlatacak bilgiler verdi. Bunun yanında hızlı kilo kaybı sonucu vücudumuzda oluşan çatlaklar ve sarkmalar en hoşnutsuz olduğumuz konulardan biri. Bu konuda da uzmanımız bizi bilgilendirdi ve bizde sizle paylaşıyoruz. Lafı uzatmadan haydi söyleşiye geçelim:) :

Eksal Hocam, kendi sitenizde de bahsettiğiniz üzere saç ekimi konusu yanlış ellerde hiç istenmeyen, hatta sizin tanımlamanızda Çim Adam olmak gibi, sonuçlar verebiliyor. Bu tarz sonuçlardan insanların kendilerini koruyabilmeleri için uzman seçerken nelere dikkat etmeleri gerektiklerinden bahseder misiniz ve tam olarak saç ekim işlemini tanımlar mısınız?

Saç ekimi, ister genetik ister diğer metabolik ve yapısal nedenlere bağlı olsun, saç dökülmesinin kısmı ve ya tam kellik ile sonuçlandığı kişilerde, saç kaybı olan bölgelere kalıcı saç nakli yapılması işlemidir.

Günümüze gelene kadar bu amaçla pek çok teknik uygulanmıştır. İlk zamanlar yapılan saç ekimlerinde, yetersiz saç kökü alınması, yara izi oluşumu, doğal görümden uzaklık gibi istenmeyen durumlar yaşanırken, günümüzde, gelişen teknoloji ile birlikte saç ekimi teknikleri de gereken yenilenme ve gelişimlere uğramıştır.

1. - Köklerin alımı

2. - Köklerin yerleştirileceği kanalların açılması

3. - Köklerin ekimi

Saç ekiminde ekilecek olan saç kökleri alınmaktadır. Uygun görülen vakalarda sırt veya göğüs bölgesinden alınacak olan köklerde kullanılabilir. Saç köklerinin alınmasında kullanılan başlıca iki yöntem mevcuttur.

FUT( folicüler unit transplantation) operasyonunda hastanın başının arka tarafında yer alan saçlı cildinin bir kısmı şerit biçiminde alınır. Bu şeridin büyüklüğünü ihtiyaç duyulan greft sayısı belirler. Ekim yapıldıktan sonrasında bu bölgede küçük bir kesi izi kalmaktadır. Alınan şerit şeklindeki 1-4 arası saç kökü bulunan greftlere ayrılır ve ekim işlemine hazır duruma getirilir.

FUT (Foliküler unit ekstraction ) tekniği ise yine aynı bölgeden elektrikli bir mikromotor yardımı ile çapları 0.6-0.8 mm olan greftlerin tek tek alınmasına dayanan bir metoddur. Bu greftlerin her birinde 1-4 adet saç kökü bulunmaktadır.

Her iki alım metoduda güvenle uygulamak mümkündür.Ancak bazı yönleri ile FUE tekniği FUT uygulamasına kıyasla daha avantajlıdır.

Peki , FUE tekniğinin saç ekiminde sağladığı avantajlar nelerdir?

FUE operasyonunda daha küçük boyutlu greft alımı imkan dahilindedir. İnce yapıya sahip olan bu greftler kanallara yerleştirilirken eğim ve yön tayini kolay gerçekleştirilebildiği için bu durum doğal görünüme yardımcı olur.

FUE tekniğinde; greft alımına başlamadan önce saçların tamamının kısaltılması gerekmektedir. FUT tekniğinde ise sadece çıkarılacak olan şerit şeklindeki bölümün kısaltılması yeterlidir. Yine de sağladığı diğer avantajlar nedeniyle FUE tekniği; günümüzde daha çok tercih edilen alım metodudur. Ancak saçlarının kısaltılmasını istemeyen hastalarda FUT tekniği tercih edilebilir.

Saç ekim operasyonundan sonraki süreçten bahseder misiniz?

Ekim tamamlandıktan sonra hastanın alım ve ekim bölgesine sargı uygulanır. Hasta bandajlı bir şekilde taburcu edilir. İşlemden 4 gün sonra bandajın açılması doktorunun kontrolünde gerçekleştirilir. 6-8 günlük bir saç yıkama döneminden sonra ekim yapılan bölge normal görünümüne kavuşur.

Ekimden sonraki ilk 2 ay ekilen köklerin saç gövdeleri dökülebilir. 3. aydan itibaren hasta yeni saçlarının tek tek çıkmaya başladığını deneyimler. Ekimi takip eden ilk 6 aylık dönemde saçların sayıca büyük bir kısmı çıkmış olur.ikinci 6 aylık periyotta geri kalan saçlar çıkar ve hasta son görümüne 12-14 ay gibi bir zaman zarfında kavuşmuş olur.

Saç ekimi tekniği bugünün koşullarında gayet rahat ve neticeleri de bir o kadar memnun edici bir uygulama olmakla beraber, operasyonun kesinlikle ameliyathane koşullarında, steril araçlarla tecrübeli bir ekip ve özellikle de estetik cerrahi uzmanının önderliğinde yapılması hayati öneme sahiptir.

Bayanlar için en güzellik anlamında en önemli noktalardan biri yüz güzelliği... Bu noktada bayanlar çok titiz oluyorlar ve cerrahi yöntemlere başvurmakta tereddüt içeriyor. Bu noktada PRP tedavisiyle yaşlanma etkilerinin giderilmesinde alternatif bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuyla ilgili biz bayanlara bilgi verebilir misiniz? Bu yöntemin etkileri ne kadar sürüyor?

PRP tedavisi popüler bir cilt gençleştirme yöntemidir. PRP saç ve diğer cilt tedavisi yaptıranlar bu tedavinin çok faydasını görmektedir.

Kanımızın temel hücrelerinden olan trombositler; kanda bulunan en küçük çekirdeksiz hücrelerdir. Esas görevleri pıhtılaşmayı sağlamaktır. Bir yerimiz kesildiğinde açığa çıkan kanın içindeki trombositler, yara yerinde kanamayı önleyen koruyucu bir tabaka oluştururlar. Bu tabaka sayesinde kanama durmaktadır. Bu tabaka aynı zamanda yaranın iyileşmesinde de önemli rol oynamaktadır.

Trombositlerin içerdiği büyüme faktörleri sayesinde 7-14 gün içerisinde yara yerinde yeni dokular oluşur. Buna bağlı olarak da yara kabuğu düştüğünde, taze ve pembe renkli derinin yeniden oluştuğunu görürüz. Trombositlerin yarayı iyileştirici bu gücü, günümüz tıbbında birçok alanda kullanıldığı gibi cilt gençleştirmede de etkili bir şekilde kullanılmaktadır.

PRP tedavisi 20-30 gün aralıklarla 4 seans uygulanması gereken bir tedavidir. Cilde parlaklık, gerginlik hissi kazandırır, bazen lekelere ve göz altı morluklarına da iyi gelir, kırışıklıkları azaltır.

PRP saçlı deride de iyi sonuçlar veren bir uygulamadır. Saç ekiminde sonra uygulanırsa ekilmiş saç kökleri daha sağlıklı, daha kalın ve daha sağlam olur. Saç greftlerinin yaşam oranlarını arttırır.

PRP içerdiği büyüme faktörleri sayesinde, uzun dönem iyileşmeyen kronik yaraların kapanmasında da etkili olarak kullanılan bir yöntemdir.

Günümüzün en büyük sağlık problemlerinden biride obezite ve buna bağlı olarak kilo vermek ve sağlıklı kiloya ulaşmak amacıyla başvurulan bir çok yöntem var. Bu tarz durumlarda aşırı kilo kaybı sonrası insanların vücutlarında sarkmalar ve çatlaklar meydana gelebiliyor. Bu noktada estetik cerrahi yöntemlerine başvuruluyor. Bu alanda ki estetik yöntemlerden bahseder misiniz?

Mide küçültme ameliyatları, diyet ve egzersiz sonrasında aşırı miktarlarda kilo verme sonucunda, genişlemiş ve elastikiyetini kaybetmiş olan deride çatlaklar, sarkmalar oluşur ve fazla olan dokuların ameliyat ile alınıp gerdirilmesi gerekir.

Bariatrik cerrahi, obezite ile mücadele etme planlamalarının geneline verilen bir isim iken, post-bariatrik cerrahi, büyük oranda bir kilo kaybı yaşadıktan sonra kişinin vücut derisinde ihtiyaç duyduğu cerrahi müdahalelerin genel adıdır.

Peki bu tarz operasyonları ne gibi hastalara uyguluyorsunuz?

Öncesinde bariatrik cerrahi geçirmiş olup, cerrahi sonrası derilerinde oluşan çatlak ve sarkmalardan dolayı deformasyon olan, bundan kurtulmak isteyen hastalar bu işleme tabi tutulabilir. Post-bariatrik cerrahi yapılacak olan bir hastada, öncelikle kilo vermenin durmuş olması ve idealindeki sabit kiloda olma durumu incelenmelidir.

Peki, hastaların iyileşme süreci nasıl ve ameliyattan sonra dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Ameliyat sonrası 1 veya 2 gece hasta gözetim altında hastanede tutulduktan sonra, yaklaşık 10-20 gün sonra günlük yaşamına geri dönebilir.

Ameliyattan sonra dikkat etmeniz gereken en önemli konu beslenmenizdir. Günde en az 1,5 litre sıvı tüketmeniz ve korse kullanımını göz ardı etmemeniz gerekir.

Evet sevgili takipçilerim, Eksal hocamız başlı üç konuda bizlere detaylıca bilgiler sundu .Düşünüzyoruz ki bu konular özellikle estetik operasyon geçirmeyi düşünenlerimize aydınlatıcı olacaktır. Yen bir yazıda görüşmek üzere .Sevgiyle kalın :)))))))))