Anı Tur'un sahibi Veli Çilsal ile turizmin son durumu üzerine Söyleşimiz
- arzununrenklidunyasi
- 27 Ara 2016
- 4 dakikada okunur
Merhaba Sevgili takipçilerim, bu seferki söyleşimiz Anı Tur'un yönetim kurlu başkanı Veli Çilsal ile yapıyoruz. Çoğumuz tatile gitmeden önce tatilimizi için tur operatörlerine başvuruyoruz ve kendi beklentilerimize cevap verebilecek yerleri onlara danışıyoruz. Anı Tur'da ülkemizde lider konumdaki tur operatörü konumunda ve buna ek olarak otelcilik alanında da turizm sektöründe hizmet veriyorlar. Bizde turizmin patronlarında Veli Bey'e gidelim turizm üzerine konuşalım dedik ve Veli Bey'de bizi kırmadı ve bizi ağırlayıp sorularımızı cevapladı. Lafı daha fazla uzatmadan sizleri röportajımızla baş başa bırakalım.

Merhaba Veli Bey, siz 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Anı Tur’un yönetim kurulu başkanısınız. Bu süreçte 3000’i aşkın çalışana sahip bir marka oluşturdunuz ve turizm sektöründe lider bir organizasyona sahipsiniz.
Esas olarak, basitçe, insanların kendilerini yenilemek ve dinlendirmek istediğinde, onların işlerini kolaylaştırıp, bir bağlamda aracı olarak hizmet veriyorsunuz. Ama tabi ki de bu iş çok parçalı bir problemi çözme yetkinliği gerektiriyor ve Anı Tur olarak otelcilik alanında da emin adımlarla ilerliyorsunuz. 2023 hedefinizi 25 otel açmak olarak koymuş durumdasınız.
Türkiye’miz tabi ki çok özel bir ülke ama günümüzdeki gelişmelerle ekonomik belirsizlikler ortaya çıkmış durumda. Böyle bir ortamda gösterdiğiniz bu emeği hangi motivasyonla yapıyorsunuz?
Şu anda 7 tane otel bulunmakta zaten. 3 tanesi Didim Bölgesinde ,1 tanesi Trabzon’da, 1 tanesi İstanbul da 1, tanesi Alanya Bölgesinde, bir tanesi Safranbolu’da. Ama ülkemizin içinde bulunduğu son gelişmeler çerçevesinde bu yatırımlara ara verdik.
Turizm operatörlüğüyle otelciliği nasıl karşılaştırırsınız?
Aslında iki benzer kardeşler gibi. İkisi de hizmet sektöründe sonuç olarak. Tabi ki 32 yıldan beri biz tur operatörlüğüne alıştığımız için otelcilik yönümüz ikinci plana düştü. Ama bu işi de profesyonel ekibimle başarıyoruz. Otelciliği de sevdiğimiz yaptığımız yatırımlardan belli. Bu işten hoşlandık sevdik bu işi…Kendi tesislerimiz kendimiz doldurmaya başladık. Ülkemizin yaşadığı kriz döneminde bile iyi ki Anı Tur vardı ki tesislerimiz doldurduk. O yüzden ikisi arasındaki en büyük fark, otelciliğin bize göre tur operatörlüğünden daha zor olması. Otelcilikte insanları memnun etmek, onunda yanı sıra personelle uğraşmak hiç kolay olmuyor.
Aslına bakarsanız bir yandan insanlara hayallerini pazarlıyorsunuz dimi?
Evet, aslında bakarsanız biraz öyle oluyor.
İnsanlar tatilde kaçış noktaları ararken siz onlara yardım amaçlı devreye giriyorsunuz, bir nevi çok bilinmeyenli bir denklemde onları çözümü bulma noktasında yardımcı oluyorsunuz?
Dediğiniz gibi aynen öyle oluyor.
Yurt dışından gelen misafirlerle, bizim yerli turistlerin aynı tatil için ödedikleri bedeller maalesef aynı olmuyor. Bu farkın sebeplerinden bahsedebilir misiniz?
Aslına bakarsanız bu biraz eskide kaldı. Şu anda bakarsanız yurt dışından gelen misafir döviz bazında ödeme yapıyorlar ama biz TL bazında ödeme yapıyorlar. Şu anda döviz bazında ödeme yapanlar ciddi avantajlılar. Nedir bu avantaj derseniz: Diyelim ki 100 TL ye anlaşma yaptık yabancı misafir 30 Euro’ya aldı yani buda 135 TL’ye tekabül ediyor. Ama 100 TL’ye alan misafir yine 100 TL’den almaya devam ediyor.
2017’de Türkler daha ucuz tatil yapıyor olacaklar.
Ama mesela kendimden örnek verirsem, tatilde diyalog kurduğumuz yabancı misafirlerden duyduğumuz, ödedikleri ile bizim ödediklerimiz arasında bir fark oluştuğunu gösteriyor?

Bu gerçekten doğru. Ama son iki yılda bu fark kapandı ve 2017’de Türkler tam tersine daha ucuz tatil yapıyor olacaklar. Özellikle bu sezon çok farklı olacak. Düşündüğünüzde bu otellerin fiyatları dövize endeksli. Yurt dışından talep olmayınca bizlerde iç pazara yöneldik ve fiyatlarımız TL bazında sabit kaldı.
Ülkemize gelen turist sayısı hiç azımsanmayacak sayıda olmasına rağmen harcanan döviz miktarı istenen düzeyde olmuyor. Bu problemin başlıca sebepleri nelerdir sizce?
Çünkü bizde sokak yok ve gelen turistler otellere geliyorlar ve oradan çıkmıyorlar. O yüzden para çok harcamıyorlar. Yurt dışına gittiğinizde ise oteller oda kahvaltı ve yarım pansiyon alıyorsunuz. Her şey dahil sistemi yok. Sokakta çok daha fazla zaman ve para harcıyorsunuz. Çıkıyorsunuz alışveriş yapıyorsunuz, barlara veya kafeteryalara gidiyorsunuz. O yüzden bizdeki harcama ile yurt dışındaki harcama arasında ciddi farklar var.
Bu alanda Turizm’i yönetenlerin yapmaları gereken adımlar size göre nelerdir?
Şu andaki bu sistem bir kronikleşmiş hal almış durumda.(Herşey Dahil sistem) Bunu değiştirmek biraz risk ve cesaret istiyor. Aslında bu durum birkaç bölgede değişmiş durumda. Örnek verirsek Çeşme bölgesinde yarım pansiyon hizmet ağırlıklı, her şey dahil sistem başlasa da. Çeşme başarılı bu konuda. Bunu da dönüştürmek lazım diğer bölgeler için. Bende size bu konuda katılıyorum.

Hem kalite düşüyor şu anki sistemde, döviz harcama azalıyor, bir yere kompakt kalıyor turist dışarı çıkmıyor. Bunu aşmak gerekiyor bunu bir devlet politikası haline getirmek gerekiyor.
Tarih turizmi konusunda kolay kolay başka ülkelerin sahip olmadığı bir zenginliğe sahibiz ama yeterince bu alanda kendi tanıtımımızı yapamıyoruz galiba. Sizce bunun çözümü adına gerekenler yapılıyor mu?
Ülkemiz zaten üç tarafı denizle çevreli bir açık hava müzesi gibi. Ama ülkedeki şu anda yaşanılan krizden dolayı bir güvenlik problemi var. Maalesef şu anda gündem güvenlik ve bu alandaki oluşan algı biraz kötü. Yani insanların AVM’ lere gitmekte tereddüt ettiği şu günlerde turistlerin algısını siz düşünün.
Benim gibi bu işi yapan profesyonellerin hiç tatil yaptığını düşünmüyorum ve yapmıyorlar.

Siz turizmin önemli bir parçası olan tur operatörü şirketini sahibisiniz ve insanlara tatillerini planlamada yardımcı oluyorsunuz. Peki siz kendi tatiliniz nasıl planlıyorsunuz?
Maalesef ben hiç tatil yapamıyorum. Sıfır tatil. Benim gibi bu işi yapan profesyonellerin hiç tatil yaptığını düşünmüyorum ve yapmıyorlar. Ama iş seyahatleri dışında tabi ki. Asla kendime tatil planlamıyorum. Ama iş seyahatleri arasında kaçamaklar oluyor. Mutlaka iş için gidiyorsunuz ama mesela ben Didim’e iş için gidiyorum ama 1 saat denize giriyorum. Mesela ben İtalya’daki şu tura katılayım veya şu adada bir hafta geçireyim diye bir durumum hiç olmadı. Ama şu oluyor Dubai’de anlaşmalarım oluyor, gideceğim oteli ona göre seçiyorum. İş bitince havuza veya denize giriyorum. Yani o nimetlerden faydalanıyorum ama yanında hep iş oluyor. Ama saf tatil denilen bir durum hiç olmuyor. Yani ayda iki ya da üç defa yurtdışına çıkıyorum bir o kadar da yurtiçi seyahat. Yani benim tatil yapmaya hiç vaktim yok.

Bu güzel sohbet için öncelikle Veli Bey'e teşekkür ediyoruz. Yoğun çalışma programı arasında bize zaman ayırıp sorularımız içtenlikle cevapladı. Sizleri tatil tercihlerimiz hakkına bilgilendirecek sorulara yer vermeye çalışırken, ülke turizmi konusunda birinci ağızdan bilgi verebilecek bir kişiden bilgi ve görüşler almaya çalıştık. Daha sonrası yeni yılda yeni yazılarızla görüşmek üzere... Hoşçakalın.....
Commentaires