top of page
Sizin için Seçtiklerim:
  • Facebook
  • Instagram

Op.Dr.Bülent Cihantimur ile Son Estetik Trendleri ve Hayatı Üzerine Söyleşimiz:Bölüm 1

  • arzununrenklidunyasi
  • 7 Eyl 2015
  • 4 dakikada okunur

Merhaba Sevgili takipçilerim sizlerle yine yepyeni bir söyleşimizi paylaşıyoruz. Bu sefer sizlerle 2014 yılı yılın "Tıp Adamı" ödülüne ve "Altın Bistüri" ödlününe layık görülmüş Op.Dr.Bülent Cihantimur ile son estetik operasyon trendleri, kendine ait yöntemleri üzerine sizler için yaptığımız söyleşinin birinci bölümünü paylaşıyoruz:


2014 senesinde Türkiye de yılın “TIP ADAMI” ödülünü kazandınız. Aynı zamanda “ALTIN BİSTÜRİ” ödülüne layık görüldünüz. Bunlar sizin için gurur duyulacak hatıralar ve anlar olmalı. Bildiğimiz kadarıyla 15 yıldır plastik cerrahi alanında çalışıyorsunuz. Sizi bu başarılara götüren en büyük faktörleri sıralarsanız ilk üçe hangilerini koyarsınız?


Bir numara çok çalışmak… İkincisi, inovatif yani yenilikçi ve geliştirici olmak. Biraz önce operasyon sırasında aklıma geldi. İlk buluşum “Tetik Parmağın Ameliyatsız Tedavisi” yöntemimi asistanlığımın ilk yılında bulmuştum. İnternetten check ettiğimizde bu yöntem bütün dünyaya yayılmış bir şekilde uygulanıyor. Üçüncüsü, işinizi severek yapmak… İnsanlar işlerine hobilerini katmalarının gerektiğini söylüyorlar. Ben ise işimde hep işimi düşünüyorum. İşimin dekorasyonundan marketing kısmına kadar hep kendim ilgileniyorum.


Bildiğimiz kadarıyla sizi estetik alanında farklı kılan 4 farklı operasyon tekniği geliştirdiniz. Aynı zamanda geliştirdiğiniz bu teknikler birçok uluslararası makaleye konu olmuş durumda. Öncelikle sizden kendi adınızı taşıyan Cihantimur Yağ Transfer Sistemi’nden bahsetmenizi isteyeceğim. Sizin uyguladığınız bu tekniğin diğer yöntemlere göre hasta üzerinde getirdiği avantajlar nelerdir?


Aslında benim geliştirdiğim 8 farklı teknik var. Yağ enjeksiyonu aslında plastik cerrahi tarihinin başından beri var. Ama genelde uygulanan tekniğin iki farklı problemi var. Birincisi koyduğumuz yağ yerleştirdiğimiz bölgede yaşayamıyor. Yağlar orada ölerek tutundukları için sertleşiyor. Bizim amacımız operasyonu tek aşamaya düşürmek ve yağların enjekte edildikleri bölgede yaşamasını sağlamak. Aslında bu alanda uzmanlaşmış plastik cerrahlar bu yönteme yakın yöntemler kullanıyorlar. Ama bizim uyguladığımız bu yöntem henüz yeterince anlaşılmış değil. Eskiden bu yöntemi anlatmayı pek istemiyordum ama artık bu yöntemi daha iyi anlatmaya çalışacağız. Bu yöntemin getirdiği avantajlardan birincisi yağlar hava almadan, böylece bozulmadan, aktarılması… Biz belli bir bölgeden topladığımız yağları kapalı bir sistemden geçiriyoruz ve aynı zamanda kök hücre tedavisiyle zenginleştiriyoruz. Kök hücrelerle zenginleştirilmiş yağların enjekte edildiği bölgede tutunma ve yaşama oranı artıyor. Aslında yağların o bölgede yaşama süresi kişinin kendi genetiği ve yaşam kalitesi ile alakalı. Mesela eğer hasta kilo alırsa o yağlarda aynı şekilde büyüyor. O yüzden hangi bölgeye yağ transferinin ne kadar yapılacağı çok önemli. Önümüzdeki sene bu sistemin üzerine daha çok gideceğiz.

Maalesef ki biz bayanlar için vücudumuzdaki her ayrıntının önemi çok fazla. Özellikle yüz bölgemizde… Halk arasında kepçe olarak adlandırılan kulak duruşu birçok bayanı rahatsız etmektedir. Kesisiz iple kepçe kulak tedavisi, bu alanda insanların çektiği operasyon sonrası süreci kolaylaştırıyor okuduğumuz kadarıyla. Bu operasyonun başarı oranı nedir? Etkisi ömür boyu devam ediyor mu?


Dikkat ederseniz benim yöntemlerimde kesi yok. Benim düşünceme göre hastanın bedeninde iz bırakmama hasta ve doktoru arasında kötü bir izlenim oluşmasını engelliyor. Benim inancıma göre estetik cerrahi de iki önemli kelime vardır: Birincisi scar yani iz, ikincisi shape yani şekil. Eğer hastada iyi bir şekil bırakacağıma inanıyorsam ve kesi uygulamaktan başka bir şansım yoksa kesiyi göze alıyorum. Eğer bunu kepçe kulak operasyonuna bağlarsak, derin analiz edildiğinde kulak insanı güzel yapan bir organ değildir. İnsanlık tarihi üzerine yazılmış metin ve eserlere bakıldığında kulak ile alakalı hiçbir metin veya şiir yoktur. Aslında kendini beğenmeyen insanlar aynaya baktığında bu problemin kulaklarından kaynaklandığını düşünüyorlar. Bu operasyonla 45 dakika içinde kepçe kulaklarınızı geriye alabiliyoruz. Hastayı 2 gün boyunca kontrol ve pansuman ediyoruz. Etkisi de ömür boyu sürüyor.


Evet, Bülent Bey, gelelim biz bayanların en çok önemle takip ettikleri tedavi yöntemine: Örümcek Ağı Tekniği. Bu teknik televizyon programlarına da diğer yöntemleriniz gibi konu olmuş durumda. Vücudumuzdaki sarkmalara, yüzümüzdeki kırışıklara karşı uygulanan bu teknik günümüzde çok popüler… Hepimizin anlayacağı bir şekilde anlatmak isterseniz bu tekniği nasıl ifade edersiniz? Yüzümüz söz konusu olduğunda hepimiz operasyonlar alanında daha bir dikkatli oluyoruz, çünkü yüzümüz kimliğimizi resmediyor. Bu teknik herkese uygun mudur?



Yaşlanma etkileri genelde tam anlamıyla eski haline getirilemiyor. Yüz germe tekniklerinde genelde yana ve yukarı doğru germe yöntemleri kullanılıyor. Aynı şekilde dolgu ile ileri doğru germe yöntemi kullanılıyor. Ama donuk bir görüntü oluşuyor ve eski doğal görüntüden uzaklaşılıyor. Örümcek Ağı Tekniği ile mimik kayıpları olmadan yüzümüzü gençleştirebiliyoruz. Hastayı 5 veya 10 yıl öncesi haline getirebiliyoruz.


Öncelikle bu tekniğin adının neden örümcek ağı tekniği olduğundan bahsedeyim: Dünyada doğada ki en kuvvetli ağ örümcek ağıdır. Türkiye’de en büyük tehlike yöntemde iplerin sadece örümcek ağı şeklinde çekildiğinin zannedilmesidir. Eğer o ipleri gerçek bir örümcek ağı şeklinde öremezseniz başarısız olursunuz. Bu yöntem sarkmış olan yüzünüzü sıkılaştırarak toparlıyor.


Yüzünüzün tümüne bu yöntemi uygulamak için 400 ile 600 arası ağ örmem gerekir. Ben bu yöntemle 6 yıl sonra geldiğinizde kendinizin bugünkünden 6 yıl daha genç görüneceğinizi garanti edebilirim. Mesela bu yöntemi kendi üzerimde de uyguladım. Zaten bu yöntemleri hasta üzerinde uygulamadan önce 3 yıl kendi üzerimizde uyguluyoruz. Çünkü direkt olarak hasta üzerinde uyguladığımızda etkileri yeterince gözlemleyemezsiniz, hastanın evde ne yaptığını bilemezsiniz. Kendi hemşirelerim üzerinde de uyguluyorum. İnsanlar, sizde bu gençleşme nasıl oldu, diye sorana kadar biz hasta üzerinde uygulamaya geçmiyoruz. Şimdi de Örümcek Ağı Kremi’ni geliştirdik. 2 sene içeriği ile ve sadece 1 sene kutusuyla uğraştık.


Evet Sevgili okuyucularım, ropörtajımızın birinci bölümünü sizinle paylaştık. İkinci bölümde bay okuyucularımızı ilgilendiren saç ekimi konusuna ve ellerimizideki yaşlanma belirtilerinin yok etmede kullanılan medikal yöntemlere kadar değişik konulara değineceğiz.Sizlere yararlı bilgiler sunacak bu röportaj serisini takip etmeye devam edin. Yazının ikinici bölümüyle görüşmek üzere.... Hoşçakalın...

 
 
 

Comments


bottom of page