top of page
Sizin için Seçtiklerim:
  • Facebook
  • Instagram

Yapımcı, Televizyoncu ve Yazar Cüneyt Asi Duru ile Kendisi gibi Samimi ve Renkli Söyleşimiz

  • arzununrenklidunyasi
  • 21 Ağu 2015
  • 5 dakikada okunur

Merhaba Sevgili okuyucularım! Sizlerle daha önce söz verdiğimiz gibi renkli söyleşiler paylaşmaya devam ediyoruz. Bugün sizlerle ekranlardan tanıyabilceğiniz Cüneyt Asi Duru ile televizyonculuk, yaptığı işler ve hayat üzerine yaptığımız sohbetimizi sizlerle paylaşıyoruz:


Salon adamı görüntüsünde bir sokak çocuğu...

Kendini nasıl anlatmak istersin? Cüneyt Asi Duru kimdir?


Salon adamı görüntüsünde bir sokak çocuğu olarak tanımlayabilirim. Keyif yapmayı, gezmeyi tozmayı çok severim. Klasik bir kahve içersin ya yanında bitter çikolata olmalı. Sodana bir limon koyarsın ya bende bir kiraz atmayı severim.


Aynı radyo televizyonda ki gibi yani... Televizyondaki renkler sana mutluluk veriyor.


Aynen öyle… Sunum çok önemli… Mesela burada domates peynir yiyoruz ama bunun sunumu çok önemli. Mesela şarap içiyoruz diyelim içtiğimiz bardak var bir de başka bardak var. Büyük kırmızı kadehten şarap içerken uzun sohbetler yapmak hoşuma gider. Dediğim gibi keyif almak önemli…


Radyo televizyon okumadan önce farklı bir eğitimin var bildiğimiz kadarı ile… Bundan biraz bahseder misin?


Evet, öncesinde İstanbul da ki lise eğitimimin sonrasında Bilkent Üniversitesi’nde Turizm okudum. Daha sonrasında ben bu işi yapmayacağım, televizyon okumak istiyorum deyip Radyo-Televizyon okudum.


İletişim benim tam alanım.


Yaptığın bu işten memnun musun?


Bana uygun diye düşünüyorum. Tabi ki de benim de her insan gibi isyanlarım ve gelgitlerim oluyor. Bana çok uygun bir iş olduğunu düşünüyorum. Hakikaten, İletişim benim tam alanım. Tekrar dünyaya gelecek olsam yine bu işi yapardım. Derler ya dünyaya yeniden gelsem bu işi yapmam diye, ben dünyaya yine gelsem bu tarz bir işi yapardım Bu işi yapmasam, sanatla, iç mimarlıkla, dekorasyonla yine yaptığım işe benzer bir iş yapardım herhalde.


Bundan sonra neler yapmak istiyorsun? Kariyer hedeflerin neler?

Bu sezon hareketli bir sezon… Bildiğin üzere TRT Spor’a editörlük ve yapımcılık yapıyorum. Star kanalı ile bir projeye başladık.

Projenin adı neydi?

Misafir Ol Gel Bana. Açelya Akkoyun sunuculuğunu yapıyor. Bu programda ünlü, popüler insanların evlerine konuk oluyoruz. Onlarda evlerinde en çok yapmayı sevdikleri, özdeşleştikleri şeyleri bizlerle beraber programda yapıyor olacaklar. Bunun dışında CNN Türk ile bir program düşünüyoruz. Bu projede senin konularına giriyor olacağız. Güzellik, Fit olmak, spor gibi konuları içeren bir program olacak oda Kasım, Aralık gibi sonlanır. Daha ileri hedeflerimi soracak olursan, geçtiğimiz kış Yoga eğitimleri almaya başladım. Önümüzdeki kışla beraber televizyon işi dışında Yoga eğitimlerime ağırlık vereceğim. Evrensel enerji benle olduğu sürece televizyon işine devam etmekle beraber Yoga eğitmeni olabilirim.


Moda üzerine bir program yapacağım dedin. Programının içeriği nasıl olacak?


Aslında Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz. Programda değişik olarak make-up uzmanı youtube da fenomen olmuş bir kız var. Programda nereye nasıl gidilir konularında makyaj alanında önerilerde bulunacak. Designer’larla görüşecek. Genel olarak moda üzerine trendleri takip eden bir program olacak.


Bizde programının keyifli olacağını düşünüyoruz.


Bunların dışında yapmadığın yapmak istediğin bir şeyler var mı?


Bunun dışında daha önce yazdığım 3 tane kitap vardı edebiyat dünyasına atıldığım. İlk olarak şiir kitabıyla edebiyata atıldım: Düşlerin Kadar Konuş. Daha sonra bir Fantastik roman yazdım. Ama şimdi yazmaya kalksam yeniden yazamıyorum. Çünkü roman yazmak senin bütün hayatını istiyor. Ciddi şekilde etüt yapama ve ciddi bir çalışma istiyor. 2008 yılında yayınladın: Tanrıçanın orgazmı. Bir ayı anlatıyorum. Ay’ın bir kadın olduğunu düşünerek dünyada ki yaşayışını anlatan fantastik bir romandır.2012 yılında yazar bir kız arkadaşımla beraber İki Satır Aşk adında bir kitap yazdık. Oda bir aforizma: Kadın Erkek diyalogları idi. Orada Asi nickimi kullanıyordum oda piyano nickini kullanıyordu. Asi bir şey söylüyor piyano da ona cevap veriyor.


Senin ilk tanıştığımda senin için çok kibar bir insan demiştim ama senin bu farklı yönlerini de böylece öğrenmiş olduk. Renkli ve creative giyinmeyi seviyorsun.


Teşekkür ederim. Renkli giyinmeyi seviyorum ama çingene gibi değil…


Tabi ki Türkiye’de erkekler siyah, lacivert, beyaz, kahverengi tonlarının dışına pek çıkmıyorlar. Ama seni fotoğraflarında, televizyon da renkli, şık ve hoş bir şekilde görüyoruz.


Ben kendime yakıştırıyorum böyle giyinmeyi… Avrupa da falan erkekler genelde renkli giyiniyorlar. Ama Türkiye de fazla tercih edilmiyor.


İş dışında ailene vakit ayırabiliyor musun? Onlarla yeterince vakit geçirebiliyor musun?

Anneme vakit ayırıyorum. Ama iş temposunun yüksek olduğu dönemlerde pek görüşemiyorum. Zaten bu aralar İstanbul da değil. Biz üç kardeşiz en küçüğü benim. İki ablam var. Bir ablam Ankara da yaşıyor. İki tane yeğenim var. Hatta iki gündür onları bu hafta sonu ziyaret etsem mi diye düşünüyorum. Diğer ablam da İstanbul da ayrı yaşıyor.


Yalnız başına kaldığında kafanda kurduğun bir şeyler vardır muhakkak. Bugün ben ne yaptım yarın ne yapacağım gibi sorular soruyor musun kendine?


Mutlaka… Hiç vazgeçmem bundan. Bende planlar hiç bitmez. Mesela ben sana bir gün gelsem bugün ben her şeyi bıraktım desem bir saat sonra ben yeniden kafamda planlar kurmaya başlarım. Maşallah, yaşam hayatım hiç bitmez. İçimde ki çocuğu asla öldürmem. İnsanoğlu ümitle ve hayalle tazelenendir. Mesela uzun yürüyüşler yaparım.


Bu da belki yoga’yı seçmenin sebebi olabilir mi?


Olabilir. Yoganın amacı genç ve diri kalabilmek… Kendine hizmet etmek… Kaliteli yaşlanmak aslında… Yoga yapan insanlar yaşlanınca düşerken bile bir usturuplu düşüyorlar.

Bir Eski Çin atasözü vardır: Ne yersen O’dur. Ne düşünüyorsan da o’sun.

Mesela ben hep on yedi yaşındayım diyebiliyor musun?

Kesinlikle. Onun demediğin an bitmişinindir. Mesela ben bazen 25 yaşında insanlara konuşuyorum. Yaşlandım diyorlar. Bir durun yahu.. kırk, elli, atmış ne fark eder… Benim yaşama sevincim var içimde. Tabi ki de benim de hüzünlerim yok mu? Hep ha ha diyerek poliyanna olarak mı geziyorum? Çoğunlukla olabilir ama benimde hüzünlerim oluyor ama yaşama sevincimi tazeliyorum. İstanbul da yaşıyoruz sonuçta. Enerjisi çok yüksek bir şehir… İstanbul bir kadın bence… Enerjisi hepimizin üzerinde… Aşklarda, hüzünleri de var. Hepimiz de depresyona giriyoruz ama ben çabuk çıkarım depresyondan. Sabahları kalktığımda yatakta esnerim, bugün seni güzel bir gün bekliyor, kalk hazırlan derim. Bir Eski Çin atasözü vardır: Ne yersen O’dur. Ne düşünüyorsan da o’sun. Ne düşünüyorsan evren sana onu veriyor. Evrensel olarak bolluk bereket var bende onu istiyorum.



İnsanlara vermek istediğin bir mesaj var mı?


Çok didaktik olmak sıkıcı bir şeydir. Tabi ki tavsiye edebilirim kendi deneyimlerimden. Mesela ben yoga’yı sevdim ve insanlara spor yapmayı öneriyorum.


Sence insanlar sevdikleri mesleği mi yapmalılar?

Çok iyi olur. Keşke yapabilseler. Buradan böyle demek çok ahkâm kesmek gibi oluyor.

Mesela diyorlar ya “hayat sana güzel” bu lafı hiç anlamıyorum.

Ne yazık ki insanlar okudukları meslekleri yapamıyorlar.


Maalesef meslek karmaşası var. Mesela benim Turizm’den arkadaşlarım var bankacılık yapıyorlar. En azından kendi meslekleriyle alakalı işler yapsınlar. Buradan büyük büyük konuşmak istemem ama hayat kolay değil. Aslında hayatı da suçlamak istemem. Ama her şeyin zorluğu var. Mesela benim yaptığım işte inanılmaz stres ve sorumluluk var. Mesela reyting canavarı var bizim savaştığımız. Bir bakarsın dördüncü hafta program bitmiş. Beş ay aç kalabilirsin. Sürekli de gidebilirsin. Her mesleğin zorlukları var. Mesela diyorlar ya “hayat sana güzel” bu lafı hiç anlamıyorum. Bana seni kıskanıyorum deseler daha mutlu olurum. Hayat herkese güzel… Kimse kimin ne yaşadığını bilemez.


Sevgili okuyucularım, sizlerle bu renkli hoş sohbeti yapan sevgili Cüneyt Asi Duru 'ya teşekkür ediyoruz. Bizler bu sohbette çok eğlendik aynı zamanda Cüneyt'i daha yakında anlama ve tanıma fırsatı bulduk.






 
 
 

Comments


bottom of page