Erhan Yazıcıoğlu ile Hayatı, Tiyatro ve Televizyon Dünyası üzerine söyleşimiz:
- arzununrenklidunyasi
- 5 Ara 2015
- 4 dakikada okunur
Herkese Merhabalar, sizlere daha önce sosyal paylaşım hesabımdan verdiğim haber üzerine usta oyuncu ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ile yaptığımız keyifli sohbeti paylaşıyoruz. Erhan Bey 48 yıla dayanan sanat yaşantısından bugüne kadar her konuda sorduğumuz sorulara incenlikle cevapladı ve bizde sizlerle bu keyifli sohbeti paylaşmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz.

Sohbetimizde soru cevap kısımına gelmeden önce Erhan Bey 'den şu anda ki güncel bir haber aldık ve oda bu konuda ki düşüncelerini açıklayarak sohbete başlamak istedi:
Erhan Yazıcıoğlu:
Öncelikle güncel konuyla başlamak isterim. Yarın son günüm burada. İstifa ediyoruz. Çünkü verilen sözler tutulmadı. 2-3 ayda tutulması gereken sözler 16 aydır tutulmadı. Gençlerin benden beklentilerinden, bana umutla bakmalarından birazda rahatsız oldum. Bu umudu gerçekleştiremediğimden dolayı bu görevi bırakıyorum.
----Gerçekten üzücü bir haber. Bence sizin yerinize sözünü tutmayanlar üzülsün.
Aynen öyle.
17 yaşınızda sanat hayatınıza başladığınız İstanbul Şehir Tiyatrolarında bugün Genel Sanat Yönetmenliği pozisyonunda bulunuyorsunuz. 45 yılı aşkın bir sanat yaşamı... İyisi ile kötüsü ile birçok hatıraya sahipsinizdir. Bunlarla alakalı birçok röportajınız var. Ama bizim size öncelikle sormak istediğimiz bu meslek yaşamınızda öğrendiğiniz en önemli üç ilke nedir?
Birincisi sadece sahnede rol yapmak hayatta değil. Bazıları hayatta da rol yapıyor. Hatta bazı bürokratlar bizden daha da iyi rol yapıyor. Birinci öğrendiğim, sadece rolümüzü yapmak.
İkincisi dürüstlük: Olduğun gibi olmak…
Üçüncüsü de kendi hayatına sahip çıkmak.Şu anda aklıma gelen şeyler bunlar. Daha önce böyle bir soru sorulmadığı için aklıma gelenleri sizle şimdi paylaşıyorum.
Türkiye de sanatsal sorun bitmez.
Diziler tiyatrocularla beslendiyse, dikkat edin, uzun süreli yaşıyorlar.
Günümüzde bir çok diziler televizyonda yayınlanıyor. Ama başarılı olan dizilerden daha çok biten dizilerin sayısı daha fazla. Üstelik geçen senelerde çok başarolı olan yapımların içinde olduğu oyuncuların diziler ilk birkaç bölümden sonra son buluyor. Bunun temel sebepleri nelerdir sizce?
Ucuzluk ilkesi. Yapılan işi basite almak. Ya tutarsa diye kumar oynamak. Belki buna hakları da var yapımcıların çünkü büyük para harcanan dizlerde tutmuyor. Arada ucuz işlerde tutabiliyor ve bu kumarı göze alıyor yapımcıda da. Büyük işler deki zararını kapatmak için de tabi ki de. Ama sanatsal açıdan bakarsan sokaktan geçen adamı ya da bir kere podyuma çıkmış bir genci allayıp pullayıp başkasına konuşturarak bir aktör/aktris yaratmak, zorla yaratmak, sonrada pamuk ipliğine bağlı olarak kopması… Ya da sabun köpüğü gibi hemen sönmesi… Oyunculuğa çok fazla önem verilmemesi… Mesela bizim tiyatro çok besler dizileri… Ses çekiyor aslında insanları ve sonra olmuyor ve o başkasını sesiyle oynuyor. Mesela herkes kendi sesiyle oynarken başrole gazlanan arkadaşa dublaj yapılıyor, başka bir tiyatrocu yükleniyor. Ona bir teşekkür bile etmiyorlar. Sonra bu arkadaş o başrol oyuncusunun aldığı ücretin yüzde birini alıyor falan… Yani Türkiye de sanatsal sorun bitmez.

Diziler tiyatrocularla beslendiyse, dikkat edin, uzun süreli yaşıyorlar. Ama oyunculuğun çok fazla önemsenmediği diziler fazla sürmüyor, bitiyorlar. Ama yapım önemseniyorsa, tiyatrocuya da önem veriliyorsa, tiyatrocuyla başroller besleniyorsa o diziler uzun sürüyor.
Bir çok filmde ve dizide insanlarda hayranlık uyandıran bir çok karakter aslında onları seslendirenlerden alıyorlar yarattıkları etkiyi. Sizde uzun yıllar seslendirme ve seslendirme yönetmenliği yapmış bir kişisiniz. Seslendirme alanında önemli olan noktalar ve gençlere vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Türkçeyi doğru konuşmak… Sesin güzel olmayabilir. Türkçeyi doğru konuşmak birebir ilişkilerde de çok önemlidir. Bakkala gittiğinde bir şey isterken de önemli. Hocanla, karınla, sevgilinle konuşurken de önemli. Yani bir cümlenin hangi kelimeye basarak amaca ulaşmak istediğini bilmelisin. Yani dublaj yapacak insanların öncelikle kendini dilini doğru kullanmaları gerekiyor. Dublaj bir meslek değil ama oyunculuğun yan öğelerinden biridir.
Seslendirmesini yaptığınız kişinin karakterine bürünüyor musunuz o anda?
Seslendirme sırasında seslendirdiğiniz kişiliğe bürünmenize gerek yok. Öle bir vaktin yok zaten. Ekrandan ufak ufak görüntüler akıyor. Artık bütün olarak akıyor. Kısa bir prova yapıyorsun. Ya da hiç prova yapmıyorsun. Ne kadar uyanıksan o kişiliği o kadar çok yakalıyorsun. Bu iş aceleye getiriliyor. Parası da az olduğu için… İki saatlik bir dizinin dublajı üç saatte tamamlanıyor. O yüzden çok fazla duyguyla beslendiğini söyleyemem.
Oyuncuya ters gelen rol diye bir şey yoktur.
Kötü olmak bu kadar kolaysa herkes becerebilir.

Biraz da son dönemde yaptığınız projelerden bahsedelim. Karadayı dizisinde bakan Mehmet Saim bey rolüyle insanların ilgisini topladınız. Zaten tanınan bir sanatçı olmanıza rağmen bu rolle güçlü kötü adam rolüyle dikkatleri topladınız. Bu rolü oynamek sizde nasıl bir his uyandırdı?
Hiçbir his uyandırmadı. Kötü olmak bu kadar kolaysa herkes becerebilir. Oyuncuya ters gelen rol diye bir şey yoktur. Tiyatro da nasıl oynuyorsak orda da o elbiseyi giydik. Oy yüzden çok bir zorluğu yoktu o rolün.
Sizin için her rol kolay olmalı. Sizin gibi profesyonel birisi için … Üç yıl süren bir diziyi sürdürmek kolay değil. İnsanları da bağladı dizi televizyonlara.
Tabi, tabi… Yurtdışında da yayınlandı dizi… Mesela, Almanya da sokaklarda ilgiden rahat yürüyemiyoruz. İnanılmaz bir tanınma var. Yurtiçi, yurtdışı…
Birazda hayat ve moda üzerine soralım. Sosyal paylaşım sitelerinde resimlerinizi görüyoruz? Çok şık giyindiğiniz resimleri paylaşıyorsunuz? Renkli giyiniyorsunuz. Size giyim konusunda yardımcı olan birileri var mı? Alışveriş yapmayı severmisiniz?

O sosyal paylaşım hesabını ben yönetmiyorum aslında. Güzel resimler koyuyor Benim tanımadığım biri yönetiyor. Benim de bir ara girip bakmam lazım. Beni giydiren veya bu konuda destek aldığım biri yok. Alışveriş yapmayı çok severim. Çok alışveriş yaparım. Alışverişlerimi kendim yaparım. Aksesuarları çok severim. Ev aksesuarlarını çok severim.
İstanbul kazan biz kepçe…
Boş zamanlarınızda en çok neler yapmaktan hoşlanırsınız? Sizi motive eden mutlu eden şeyler nelerdir?
Arkadaşlarımla buluşurum. Genç kızlarla flört ediyorum. İçiyorum. Meyhanelere gideriz arkadaşlarımla. İstanbul kazan biz kepçe…
Ben her şeyi tiyatroya borçluyum aslında.

Uzun süre televizyon programları sundunuz ama asıl olarak tiyatro geleneğinden gelen birisiniz. tiyatro ve televizyon dünyasından kazandıklarınızı karşılaştırısanız ne gibi farklılıklar var?
Ben her şeyi tiyatroya borçluyum aslında. Onu söylemem lazım öncelikle. Tiyatro olmasaydı bana bu imkânlar sağlanamazdı. Tiyatro ya figüran olarak girdim ve hala kendimi figüran olarak hissediyorum. Onun uzantısı radyosu, reklamı, film, televizyon, dublaj gelmiştir ama bu hep tiyatronun sayesinde. O yüzden sadece tiyatro açısından bakıyorum. Tiyatronun getirisi olarak bakıyorum. Maddi ve manevi her şey…

Günümüz insanlarının tiyatroya ilgisini nasıl buluyorsunuz?
Son 2 senede rekor kırıyoruz. Yüzde 95 oranında seyirci çekiyoruz. Böylede devam etmesini temenni ediyorum.
Yani sizce yeterli düzeyde mi sonuç olarak? Değilse sizce ne gibi çalışmalar yapılmalı?
Yeterli değil çünkü özel tiyatrolarında sayısı çok azaldı. Sayılarının artması lazım… Beyoğlu’nda 27 tane tiyatro vardı bugün ise 1 ya da 2 tane tiyatro zor ayakta duruyor. Devlet politikası lazım. Devlet politikası sanata, kültüre daha çok zaman ve para ayırmalı. İnsanlar bunu görüp takdir edecek ve zaman ayıracak.

Evet sevgili okurlarım, Erhan Bey ile yaptığımz bu sohbet için kendisine teşekürlerimizi sunarız, sizlerin huzurunda. Usta oyuncu hakkında bilmek isteyeceklerinizi, tiyatronun merkezinde olan biri olması sebebiyle tiaytroların son durumu hakkında görüşlerini ve sanat hayatında bulunduğu alanalarda; televizyon, tiyatro ve seslendirme; tecrübelerini kendi ağzından sizlere aktardık. Sizlerinde bizim gibi zevk aldığınızı düşünüyoruz ve yeni konuklar ile konularla sizlerle paylaşımlara devam edeceğimizi mutlulukla belirtiyoruz. Görüşme üzere yeni yazılarla.
Komentarze